Muzaffer Buyrukçu (1 Şubat 1930, Niğde - 21 Ağustos 2006, İstanbul), Türk hikâye, roman ve günlük yazarı.
Buyrukçu bir yaşındayken, ailesi Yalova'ya yerleşti. Yalova'nın Koruköy İlkokulu'nda, İstanbul'da Yenikapı Ortaokulu'nda, bir süre Pertevniyal Lisesi'nde okudu. Aşçılık, sütçü yamaklığı, kunduracı çıraklığı, gazetecilik, inşaat işçiliği, fresecilik, pedalcılık kalorifercilik, kâtiplik ve İstanbul Toprak Mahsulleri Ofisi'nde memurluk yaptı (1950-1970). Sanat hayatına, kapıcı olarak çalıştığı Son Telgraf'ta yayımlanan öyküleriyle başlayan Muzaffer Buyrukçu'nun hikâyeleri 1945 yılından itibaren Gece Postası, Son Telgraf, Yeditepe, Yenilik, Yeni Ufuklar, Varlık, Mavi, Seçilmiş Hikâyeler, Mülkiye, Türk Dili, Dönem, Yansıma, Türkiye Yazıları, Papirüs, Milliyet Sanat, Cumhuriyet Kitap, Gösteri, Soyut, Ataç, Tanin, Yeni Sabah, Akın, Hürses, Vatan, Akşam, Milliyet, Hürriyet, Cumhuriyet ve Aydınlık gibi dergi ve gazetelerde tefrika edilmiş ve yayımlanmıştır. Korkunun Parmakları (1958 Dost Dergisi Birincisi), Kuyularda (Otağ Dergisi 1962 birincisi), Bulanık Resimler'le 1962 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü'nü, Kavga ile 1968 Sait Faik Armağanı'nı kazandı. Yüzün Yarısı Gece ile de Haldun Taner Öykü Ödülü ve Yunus Nadi Öykü Armağanı'nı aldı. Edebiyat dergilerine geçişi ise 1953 başlarındadır. Konularını İstanbul'un kenar mahallelerinde yaşayan dar gelirli ailelerin dertli, çekişmeli hayatlarından alan Buyrukçu'nun yaşarken 21 öykü, 10 günlük ve 8 roman olmak üzere toplam 39 kitabı basıldı.
Son zamanlarında akciğer yetmezliği çeken Buyrukçu iki kez bu sebeple hastaneye kaldırıldı. 26 Ağustos 2006 günü evinden gelen kötü kokular nedeniyle komşularının ihbarı sonucu yapılan polis aramasında İstanbul'un Gaziosmanpaşa ilçesi Bağlarbaşı mahallesi, Menekşe Sokak'taki evinde ölü bulundu. Birlikte yaşadığı eşi Misli Hanım'ın Alzheimer hastalığı nedeniyle Buyrukçu'nun ölümünün farkına varmadığı, uyuduğunu sandığı için üzerini battaniye ile örttüğü, ölümün beş gün önce gerçekleştiği anlaşıldı.
Vefatından sonra cenazesine kimsenin sahip çıkmaması üzerine kimsesizler mezarlığına defnedilmesi gündeme geldi. Ancak daha sonra eski arkadaşı yazar Melisa Gürpınar ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin girişimiyle Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedildi.
Orijinal kaynak: muzaffer buyrukçu. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page